2 Mayıs 2017 Salı

Kamulaştırma Davası Nedir?



Kamulaştırma; devletleştirme, istimlak, kamu yararı gözetilerek şâhısa ait taşınmazların belli bir proje amacına göre yol, okul, hastane ve bunun gibi kamunun ortak kullanımı ihtiyacına hizmet verme amacıyla ilgili kanun hükümlerinin uygulanması işlemidir. Anayasa başta olmak üzere, Türk Medeni Kanunu ve mevzuatta mülkiyet hakkı konusunda özel mülkiyet esası benimsenmiştir. Dolayısıyla bu durum özel mülkiyetleri yasanın ve devletin garantisi altına almaktadır. Devletin bazı durumlarda ise arsa, yol ve bahçe gibi alanlara müdahale etme imkânı da vardır. Bazı hallerde devlet bu gibi mülkiyetlerde tasarrufunu kullanabilir. Bu tasarrufun pek çok şekli olduğu gibi en çok karşımıza çıkanları "kamulaştırma", "kamulaştırmasız el atma" ve "imar uygulamaları" olarak bilinmektedir.

Kimler Kamulaştırma Yapabilir? 


Bu durum kamulaştırma kanunu gereğince devlet kurumları olarak nitelendirilen belediyeler başta olmak üzere DSİ, üniversiteler, karayolları genel müdürlüğü gibi kurumlar kamu yararı söz konusu olduğunda kamulaştırma yapabilirler. Böyle durumlarda özel mülkiyetin bedelinin peşin ödenmesi şartı ile kanunlar çerçevesinde satın alınarak kamulaştırma yapılır.

Kamulaştırmasız El Atma Nedir?


Kamulaştırmasız el atma bir kamulaştırma türü olarak devlet bünyesinde barınan kurumların idari yargı kararını beklemeksizin ya da böyle bir karar olmadan taşınmaz özel mülkiyeti fiili olarak kullanma durumudur. Devlet tarafından alınan taşınmazın üzerinde herhangi bir bina varsa bu durumda mülkiyet sahibinin kamulaştırmasız el atma yapan devlet kurumuna dava açma hakkı vardır. Bu dava yapı ve arsa ücretinin kendisine ödenmesi için bedel tazmini davasıdır. Bedel tazmini davası açılabilmesi için özel mülkün tapuya kayıtlı olması ve davanın tapu sahibi tarafından açılması gerekmektedir.

7 Nisan 2017 Cuma

İzale-i Şuyu Davası



İzale-i şuyu yani ortaklığın giderilmesi davası taşınmaz mülklerin yahut taşınabilir malların taksimi açısından doğan sıkıntıların giderilmesi nedeniyle açılan davalara verilen isimdir. Çoğunlukla gayrimenkul malların paylaşımı konusunda oluşan sorunların çözümü açısından ortaklığın giderilmesi davası açılarak hukuki süreç başlatılmış olur. Genellikle miras konularında yaşanan sıkıntılar kalan mirasın bölüşülememesi ve anlaşmazlığın devamı gibi konularda insanlar izale-i şuyu davasına başvururlar.

Miras konusu tarih boyunca varisler arasında bölüşümü yapılması açısından her zaman sıkıntılı bir süreç olmuştur. Çünkü adil bir şekilde yapılamaması ve bazı taşınmazların bölüşümünün olmamasından dolayı sorunlar baş göstermektedir. Dolayısıyla açılan davalarda genellikle bu taşınmazların satımı ile hisse bedeli karşılığında bir dağıtım gerçekleştirilmektedir.

Ortaklığın giderilmesi davası taşınmaz mülk nerede ise oradaki sulh mahkemesine başvurularak açılmalıdır. Örnek olarak eğer taşınmaz mülk Üsküdar'da ise savanın İstanbul Anadolu Sulh Mahkemeleri'nde açılması gerekir. Dava açarken bu konuya dikkat etmemiz gerekmektedir. Eğer taşınmaz mülkümüzün bulunduğu yer haricinde başka bir sulh mahkemesinde dava açtığımıza bu başvuru işlemi kabul edilmeyecektir.

İzale-i Şuyu Davasını Kimler Açabilir?

İzale-i Şuyu davasını ortaklardan herhangi birisi açabilir. Kanunen ortaklardan birisi tek başına ya da diğer ortaklarla bilikte de açabilir. Dolayısıyla kanunen ortakların tek başına ya da birlikte dava açabilmelerinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.


İzale-i Şuyu Davasının Sonuçları


Ortaklar eğer anlaşmazlık sağlarsa bu paydaşlığın giderilmesi açısından ya aynen taksim suretiyle ya da satış suretiyle ortaklığın giderilmesi gerekir. 

Ortaklığın giderilmesi için ortaklardan birisinin talepte bulunması gerekmektedir. Ortaklığın aynen taksim ile giderilmesi için ortaklardan birisi talepte bulunursa öncelikle hakimin aynen taksim şartlarının bulunup bulunmadığını incelemesi gerekmektedir. 

Taşınmazın durumuna ve hissedarların sayısı gibi etmenlere bakılarak inceleme yapılır. Eğer mülk arsa ya da gayrimenkul ise herkese eşit bir biçimde dağıtılma imkanı varsa aynen taksim suretiyle paylaşım yapılır. Eğer böyle bir imkan yok ise malın satışı yapılır. Bunun üzerinden elde edilen gelir dağıtılır. Aynen taksim yoluna gidilebilmesi için ortaklardan birisinin talepte bulunması gerekir. Aynen bölüşme yoluyla ortaklığın giderilmesi gerçekleşmiyorsa bu durumda malın açık arttırma suretiyle satılarak bölüşümü gerçekleştirilir.